Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ
  21-05-2020 09:56:00

Çaresiz Muktedirler ve Türkiye

Bir Sinek Bir Kartalı Salladı Vurdu Yere:
    Çaresiz Muktedirler ve TÜRKİYE

            “Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere
            Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu.”
                                                              Yunus Emre

 

Hakikat, bütün zamanlar boyu değişmez olan gerçeklerdir ve bizimle daima imalarla konuşur... Çünkü büyük hakikatleri tek bir sözle, tek bir cümleyle ve tek bir yapıyla ifade etmek neredeyse imkansızdır. Günlük dilde rutin kullanımların anlamını tükettiği söze, yeni ve derin anlam kombinasyonları yükleyerek onu bir değere dönüştüren şey; imalar, mecazlar ve metaforlardır. Yaratıcı imgenin deryasına dalan söz, artık tek başına yalıtık bir veri değil, her okunduğunda yeni anlam örgüleri oluşturan, her girdiği ilişkide yeniden kendini üreten kelami  bir değerdir. 

 

Hayatın rutin akışında sözün herkesleşen düz anlamı, günlük ihtiyaçları bile karşılamazken, ağrılı bir yürek yangınını taşıması elbette imkansızdır. İşte bu yüzden Hüsn’e varmak için buzdan bir kayıkla ateşten deryaları aşmak isteyen Aşk’ın gücü tükendiğinde, norm karakteri olan Sühan/söz imdadına yetişir; yani değere dönüşmüş kelam onu kurtarır. Hüsn ü Aşk’ın öyküsü böylece sonsuza akan bir ışık olur…

 

Sözün gücü/hikmeti, yaratıcı potansiyeli; bir bakıma gerçekten kopuşundaki zıtlığına da bağlıdır.  Çoğu zaman “ağyar” bu kopuşu anlamaz ve “Ne saçma şey!” diye sözün hikmeti ile bilinçsizce alay etmeye kalkar. Bu yüzden Anadolu’nun Yüce Bilgesi, “Yunus bir söz söyledi hiç bir söze benzemez/ Münafıklar yüzünden örter mana yüzünü” diye, sözün örtük gücüne, yaratıcı potansiyeline işaret eder. Münafık sözü, gerçeği bildiği halde onu saptıran, inanmış gibi görünerek içindeki fesadı devam ettiren, arabozucu ve sözcüğün Arapçadaki etimolojik anlamıyla da; kaçmak için toprağın altına pek çok yol vurmasına ragmen yine de fesada uğrayan ve  karanlığa sıkışıp kalan fare demek.

 

Söz, yani hakikat yükünü taşıyan kelam, elbette kalbi kararmış insana (münafığa) kendini tesilm etmez, mana yüzünü o yüzden örter, saklar. Münafık kişi, madden ne kadar zengin de olsa, kalbi çöl gibi kuru olduğundan fukaradır, karanlıktadır, zulm içindedir; “Taş gönülde ne biter/Dilinde ağu tüter…”

 

Korona virüsün dünyayı evlere tıkadığı bugünlerde, “Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere/ yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu” dizeleri, hakikat ve hikmet yüküyle donanmış sözün zaman ötesi hükümranlığını yansıttığı kadar, çaresiz muktedirlerin trajik hallerini de gözler önüne serer. 

 

Virüsün ortaya çıktığı ilk günler Amerika’nın Texas eyaletinde misafir öğretim üyesi olarak bulunuyordum. İlk başta, daha dünya bu felaketi çok daha tanımadan bir pilot arkadaşım; “Hocam, Çin’de çok tehlikeli bir virus ortaya çıkmış –o zaman 2020 Ocak sonu- 40 bin kişi ölmüş. Hiç bir pilot Çin’e uçmak istemiyor.” demişti. Bu haberi üniversitede paylaştığımda, önce çok aldırmadılar ama yaklaşık bir ay sonra bana “Hocam bu gerçek bir felaket imiş, son durum nedir?” diye sormaya başladılar. Başlangıçtaki kayıtsızlık ve umursamazlık, daha sonra Amerika’yı bu amansız virüsün merkezi haline getirdi. 

 

Amerikalıların virüsün felaket  boyutu kazanmasından sonra ilk yapığı şey; stok yapmak ve silahlanmak oldu. Çok bilinçsizce ve spontane yapılan bu eylemler aslında, bir serçenin bir kartalı sallayıp yere vurmasıydı. Zira koca marketlerde ve silah satış mağazalarında raflar birden bire boşalıvermişti. San Antonio’da yaşayan bir Türk arkdaşım da bu hengamede evine iki silah almış ve eşiyle atış talimi yapmak için poligonlarda yer bulmakta hayli zorlanmışlardı. Arkadaşım daha önce bu tür uzun  süren kaotik durumlarda yağma, tecavüz ve öldürmelerin, pandemiden /karasalgından daha  hızla yayıldığını söylüyordu. 

 

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yayınlandığı topraklarda, küçük bir panik, bütün tarihi kazanımları bir tarafa bırakacak bir ürküntüye yol açabiliyordu. Gustav  Le Bon, Kitleler Psikolojisi adlı eserinde, panik anında kitleye karışan en kültürlü bireylerin bile iradesini kaybettiğini ve kitlenin içgüdüsel tepkilerine teslim olduğunu, söyler. Panik anında sürüleşen kitleyi, akıl, sağduyu ve değerler  değil; en ilkel haliyle sahip olma, hakim olma ve yok etme gibi temel içgüdüler yönetir.  Nitekim, daha önceki yağmalamaların tekarlanmasından korkan New York ve Washington’daki mağazalar, vitrinlerini demir palakalar ve tahta kalaslarla kaplattılar. Evler cephaneliğe dönüştü. Bütün üniversiteler, okullar, işyerleri tatil edildi, sokağa çıka çıkma yasağı uygulnmaya başladı. 

 

Uzayda madencilik yapmaya hazırlanan ABD, gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüse; maske üretemediği, yeteri kadar solunum cihazı tedarik edemediği ve virüsün yayılışını durduramadığı için teslim oldu. Bu  durum bende çocukluğumda dinlediğim masalları hatırlattı; dağları titreten,  orduları bozan ve sihirli güçleriyle yüzbinleri taşa çeviren Sarı Dev, ayağına bir diken batmasından dolayı muztaripti ve ağlıyordu. İronik bir durumdu… Demek ki, masallar da gerçek olabiliyordu; bir sineğin koca bir kartalı sallayıp yere vurması gibi devrin en büyük muktedirleri de çaresiz kalabiliyordu.

 

Bu agnostik ürküntü, bireyciliği tabulaştıran ben merkezcil medeniyetin bir bakıma çöküş işaretlerini de içinde taşımaktaydı; Texas’taki ‘Yaşlılar Bakımevi’nde çok yüksek paralar (bir kişinin aylık bakım ücreti 8 bin dolar) ödenmesine rağmen insanlar yalnızlıktan ve ilgisizlikten şikayetçiler. Aracını kiraladığım Michael, madalyaları olan bir  savaş kahramanı ama şimdi tek başına, çaresiz bir bakımevinde ilgiye muhtaç durumda yaşıyor ve bizim Türk arkadaşların desteğiyle hayata tutunmaya çalışıyor. Michael, Türkleri o kadar çok seviyor ve inanıyor ki, bir dahaki yaşamına Türk olarak devam etmek istediğini söylüyor. 


Aynı şeklide her gün artarak 35 milyonu geçen işsizler, evsizler ve göçmenler sorunu yanı sıra; gençliği bekleyen alkol/uyuşturucu  batağı, ilkokul çağına düşen doğum oranları (Katolik kültür dolayısıyla kürtaj yasak) ve  bozulan aile yapısı, Amerikan toplumunun en büyük handikaplarını oluşturmakla kalmıyor, gelecekteki varlığını da tehdit ediyor.. 


ABD’nin bir kaotik durum karşısında haraket yeteneği ve organizasyon kapasitesi, oldukça zayıf. Bu zaafiyette, şüphesiz geniş coğrafyanın ve refahın paylaşımı dışında kalbi birlikteliği olmayan toplumsal grupların etkisi de çok büyük. Ayrıca Osmanlı’nın son dönemlerinde yakalandığı “kaygısızlık” hastalığının da bu zaafiyeti beslediğini söyleyebiliriz.   Osmanlı’yı son ikiyüz yılda ‘çaresiz muktedir’ yapan şeylerin başında, kendine aşırı güvenen devlet aklının zamanla körleşmesi ve dünyanın gidişatına karşı kaygısız, kayıtsız kalması idi. Bu hastalığın Amerika’ya kötü bir kader gibi bulaşıp hızla yayıldığını sezinledim. 

 

Bizdeki her şeyi dışarıdan olduğu gibi alma ve uygulama sevdasında olan nakilci ve taklitçi  zihniyet,  bu durumdan pek memnun kalmasa da  ne yazık ki durum böyle;
  “Bir serçe bir kartalı saladı vurdu yere…/ Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu..”

 

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni yayınlayan bir ülkenin bu kaotik durum karşısındaki şaşkın çaresizliği, doğrusu beni üzdü. Çünkü bir ara Başkan Trump, akıl tutulmasına uğramış gibi korona virüse karşı vücuda ışın verilmesini veya dezenfektan enjekte edilmesini bile önerdi. Başkanın bu beyanatı, Amerika’daki sağlık otoritelerince çok ağır eleştirilere uğradı. 

 

Bütün bunlara ragmen ABD’nin geleceğin bilmini üreten mükemmeliyet merkezleri,  çok iyi üniversiteleri, güvenilir bir adli yargısı, siber donanımlı bir ordusu ve hala çok güçlü bir ekonomik alt yapısı var. (Sözgelimi Texas eyaletinin bir şehri olan Houston’ın ekonomik girdisi, hemen hemen Türkiye bütçesine denk bir meblağ.) Galiba yukarıda saydığım bu değerler,  bir ulusun varolmasının en büyük teminatları… Tabii bütün bu güçleri yöneten irade/ler, her ne kadar seküler olduğunu iddia etseler de, inanılmaz derecede kilise merkezli bir aidiyete sahip olduklarını da belirtmeliyim.

 

Dünyayı sarsan Korona günlerinde biraz geç kalmakla birlikte konuya en kararlı ve şeffaf biçimde yaklaşan ülkelerden biri de Türkiye oldu, şüphesiz. Sağlık  Bakanlığı’nın  ve özellikle sağlık ordumuzun fedakarane tutumu, her türlü  takdirin üzerinde bir görünüm sergiledi.  Halkımızın örgütlenme yeteneği, dayanışmacı ve paylaşımcı kültürü, bu tehlike karşısındaki bizim en büyük dayanağımız oldu. Türkiye’den pek çok dostumuz deflarca beni arayıp durumumu sordu, New York’a varan değerli iş adamı dostlarımız, bir market donatacak kadar erzakla ziyaretime geldiler; onları orada dağıtıverdim, şaşırdılar… Modern dünyayı şu an temsil ettiği farzedilen Amerika’nın paylaşımcı bir kültürel alt yapısı, ne yazık ki yok.

 

Bulunduğum üniversitede haftanın belli günleri koronanın dünyadaki seyri konuşulurdu; Türkiye’de 65 yaş üstündekilerin evlerine hizmet götürüldüğünü, sağlık giderlerinin tamamen devlet tarafından karşılandığını, sayıları 6 milyona yaklaşan mülteclere de aynı sahiplenme ile yaklaşıldığını; onlar için açılan okullar, eğitim kursları ve ayrılan üniversite kontenjanlarından bahsettiğimde şaşırıp kalıyorlardı. En çok da bunların ücretsiz yapıldığına akılları ermiyordu. Orada bedelsiz hizmet, hemen hemen imkansızdı… 


Nitekim virüsün  dünyadaki merkezi haline gelen ABD’de daha uzun sureli kalmak çok zordu ve Anayurt’a dönmek gerekti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Houston Başkonsolosumuz sayın Ali ÖKTEM beyin bütün vatandaşlarla birebir ilgilenerek sağladığı THY tahliye uçuşu ile Trabzon’a gelip yurtlara yerleştik. 

 

Havaalanından itibaren çok iyi bir organizasyonla karşılaştık. Pilotundan kabin görevlisine, güvenlik amirinden yurtlardaki servis elemanlarına kadar bütün ekip tek vücüt olmuş gibilerdi; iyi organize ve oryente edilmişlerdi. Tek kişinin kaldığı modern temiz, yurt odalarında diş fırçasıdan, tırnak çakısına, ıslak mendilinden kandil simidine kadar her şey ayrıntıları ile düşünülmüştü. Sağlık görevlileri sürekli kontrol ediyor ve 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihi köklerinden miras olarak devraldığı ve büyük bir titizlikle yürüttüğü bu ‘rahim devlet’ anlayışı, ona kaşı duyduğumuz varoluşsal sevginin ve derin minnetin ana kaynağı idi…

 

Dünya yeniden yapılanırken, bahsedildiği ve umulduğu gibi zafer; çok parası, ölümcül silahları ve sınırsız  imkanları olan küreselci sömürgeci çetelerin değil; örgütlü, paylaşımcı, değerleri olan ve rahim devlet geleneğiyle yoğrulmuş, organizasyon kapasitesi yüksek ulusal devletlerin olacaktır. 


Hakikatin dili, her daim mecazlarla konuşuyor bizimle, yeter ki onu ‘İkra!’ sözündeki anlamıyla okumasını  ve anlamasını bilelim…

                                                                      

  • Bu yazı 9870 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 34 11 11 12 39 42 45 -3
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Fatih Karagümrük 34 9 16 9 41 43 36 -2
16 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
17 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Diyarbekir Spor 35 12 14 9 38 38 45 0
11 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
12 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 35 5 22 8 25 64 20 -39
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
 06/05/2024 Konyaspor vs Fenerbahçe
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor vs Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor - Karacabey Belediye Spor Karacabey Belediye Spor ligdeki son 7 maçında hiç kaybetmedi  Karacabey Belediye Spor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
GAZETEMİZ
YUKARI